21 Haziran 2008 Cumartesi

Pembe domates şehre yayılıyor

Pembe domates şehre yayılıyor
Avniye Tansuğ evinde giriştiği "pembe domates yetiştirme" macerasını blog'unda herkesle paylaşıyor. Tansuğ'un sevdiklerine de verdiği pembe domatesler şu anda İstanbul ve Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış durumda.
Pembe domates fidesiyle ilk kez aile dostumuz Pembe Candaner'in evinde tanıştım. Uçağa yetişme telaşı üzerine Swissotel'de unutulmuş, otele haber verilerek "korumaya" alınmış ve sahibine ulaştırılmak üzere tutanakla teslim edilmişlerdi. Ne yalan söyleyeyim, paketin içinde gördüğüm fide beni çok tatmin etmemiş, "Bunca uğraş bunun için miydi yani?" diye bile düşündürmüştü. Yine de ertesi gün bu "nazlı" domatesleri araştırmadan edemedim. Ve domateslerin kaynağına, Avniye Tansuğ'un aylardır itinayla tuttuğu blog'una ulaştım.

http://pembedomates.blogspot.com adresindeki blog'da iki domatesten çıkan onlarca fidenin gelişimini, yeni yuvalara kavuşmasını, oradaki hayatlarını en ince detayına kadar görebiliyor, gelişimlerini gün gün izleyebiliyorsunuz. Onca toz ve egzoz dumanına rağmen hayata tutunan, hatta hızla büyüyen domatesler kadar Tansuğ'un azmine de hayran kalmamak elde değil. Duyduğuma göre tatları da enfesmiş. "Pembe domates ağı"na yakında ben de katılacağım, organik tarıma ilgi duyan herkesi de bu maceraya davet ediyorum...

Domateslere ilginiz nereden geliyor?
Domatesi kim sevmez ki? Sanatçıların da çok ilgisini çekmiştir domates. Pablo Neruda'nın "Domatese Kaside"si, Picasso'nun "Saksıda Domates"i vardır. Domates hukuk tarihinde de önemli bir yere sahip. "Sebzelik statüsü" mahkeme kararıyla saptanan ilk bitkidir domates.

"Pazara gidemeyecek kadar ince ve narin"

"Pembe domateslerle" nasıl tanıştınız?
İlk kez "Kaybolan Tadlar" isimli gruptaki yazışmalarda duymuştum. Geçen yıl bir arkadaşım getirdi. Geldiklerinde yeşildiler ama güneşte üç-beş gün bekleyince toz pembe oldular. Harika tatları vardı. Az bulunmasının asıl nedeni de bu. Çarşıya pazara gidemeyecek kadar narin, ince kabuklu ve sulu şeyler. O yüzden de yetiştirenler, kendileri tüketirmiş.

Apartmanda pembe domates yetiştirme maceranız nasıl başladı?
Domatesleri getiren arkadaşım çekirdeklerinin kurutulup tekrar dikilerek yetiştirildiğini söylemişti. Ben de çekirdekleri ayırıp kuruttum ama sonra unuttum onları. Derken bir başka arkadaşım organik tarım çiftliği projesinde çalıştığını söyleyince hatırlayıp onlara vermek istedim. O ise "Bizde birkaç çeşidi var, sen kendin eksene, şimdi tam zamanı" dedi. "İstanbul'da, egzoz yoğun bir caddeye bakan apartmanda pembe domates nasıl yetişir?" derken arkadaşım bana organik ev bahçıvanlığının ilk ipuçlarını öğretti ve kolları sıvadım. Pek umutlu değildim ama ilk fideler çıkmaya başlayınca hem beni hem kocam Mehmet Tansuğ'u bir heyecan sardı. Sabah akşam onlarla ilgilendik. Organik topraktı, kaptı, kacaktı, ön balkondu, arka balkondu derken hayatımızı kapladı pembe domatesler...

"Fotoğraf ve ziyaretle takip ediyoruz"

Bu serüveni bir blog aracılığıyla belgelemenizin sebebi nedir?
"Web-kütüğü" (blog) 2000'lerin başından beri kullandığım bir teknik. Balkonda domates işine başladığımızda bir web-kütüğü de pembe domates için açmak geldi aklımıza... Bilgi ve deneyleri paylaşmak, hatta bu eylemi bir ağa dönüştürmek için bundan elverişli bir yöntem yoktu. Kütük şimdi bu işle ilgili herkesin uğrak yeri.

Yetiştirdiğiniz fideler şimdiye kadar kaç kişiye, nerelere ulaştı?
İki domatesten yüze yakın fide çıktı. Eşe-dosta dağıttık. Şu anda İstanbul içinde çeşitli semtlerde yaklaşık 20 evde pembe domates yetiştiğini söyleyebiliriz. İki fideyi komşularımız Elif ve Tamer Arıkan çifti İznik'te bir bahçeye dikti. 30-40 kadarı Metin Varol'un Tekirdağ yakınlarındaki tarlasına ekildi. Bir o kadarı da Hümeyra Özalp ve heykeltıraş Rasim Konyar'ın Şile'deki çiftlik evinin bahçesindeler.

"Baba evinden" ayrılan pembe domateslerin gelişimini takip ediyor musunuz?
Etmez olur muyum! Öncelikle fideleri alanlar, gelişmeleri dijital fotoğraflarla görüntüleyip web-kütüğüne konulmak üzere bana gönderiyorlar. Web sitesi dışında bir de e-haberleşme grubu kuruldu. Yakınlarda olanlara da uğrayıp bakıyoruz. Sayıca az ama doğaya saygılı ve "kararlı" üyelerden oluşan bir pembe domates topluluğu oluştu.

"Yok olmaya yüz tutmuş bir tür"

Bu günce ne kadar devam edecek, hedefleriniz neler?
Pembe domatesler az bulunuyor ve türü yok olmaya yüz tutmuş grubun içinde yer alıyor. Anavatanı Amerika olarak görülüyor. Rusya, Bulgaristan ve kimi Akdeniz ülkelerinde de yetiştiğinden söz ediliyor ama henüz Türkiye'de yetiştiğine dair bir kaynağa rastlamadım. Biraz kanıma dokunmadı değil bu durum. Ama "pembe domatesler" benden sorulsun istemiyorum; bu büyük bir sorumluluk ve zaman gerektiren bir şey. Ama korkarım Türkiye'de de olduğu bilinsin diye bu kütüğün İngilizce versiyonunu da yapacağım. Ondan sonrasını henüz planlamadım. "PDA" yani "pembe domates ağı"nı belki uluslararası bir projeye dönüştürürüz, bilemiyorum... Zaman gösterecek.

Avniye Tansuğ kimdir?
İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra iletişim alanında uzmanlaşan Avniye Tansuğ, Milliyet ve Güneş gazetelerinde kültürel koruma ağırlıklı projeler tasarlayıp uyguladı, ÇEKÜL Vakfı ve Tarihi Kentler Birliği projelerinde görev aldı. İnternet ve Hukuk Platformu ile www.bilgiedinmehakkı.org'un kurucularından Tansuğ halen Strathclyde Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde mastır yapıyor. Armada Otel'in yönetim kurulu üyesi, hukukçu ve işletmeci Mehmet Ata Tansuğ ile evli. Mehmet Ata Tansuğ da "pembe domates ağı"nın "stratejist"i...

Kaynak: Milliyet

Hiç yorum yok:

 
müzik dinleşarkı dinle